Son günlerde Türkiye’nin siyasi gündeminde yer alan en dikkat çekici gelişmelerden biri, AK Parti'nin bayramlaşma programının açıklanması oldu. Bu program, her yıl olduğu gibi bu yıl da partinin önemli isimlerinin bir araya gelerek bayramlaşmasını ve vatandaşlarla olan ilişkilerini güçlendirmeyi hedefliyor. Ancak, bu yılki programda dikkat çeken bir detay, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nin davet edilmemesi oldu. Bu durum, siyasetteki kutuplaşmayı ve sosyal demokrat eğilimlerin nasıl etkilediğini sorgulayan birçok soruyu akıllara getiriyor.
AK Parti Genel Merkezi tarafından yapılan açıklamaya göre, bayramlaşma programı 30 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirilecek. Program, parti genel başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’nın katılımıyla yapılacak ve birçok il, ilçe ve partili vatandaşın bir araya gelmesi bekleniyor. Geleneksel olarak bayramlaşma programları, partinin birlikteliğini ve dayanışmasını güçlendirmek amacıyla düzenleniyor. Bu yılki bayramlaşma programında dikkat çeken bir başka husus, kültürel etkinlikler ve vatandaşlarla etkileşim fırsatlarının artırılacağı olması. Parti yetkilileri, bu tür etkinliklerle hem bayramın manevi atmosferini güçlendirmeyi hedefliyor hem de halkın taleplerine yanıt verme niyetinde olduklarını vurguluyor. Ancak CHP’nin bu etkinlikte yer almaması, muhalefet partileri arasında bir tartışma başlatmış durumda.
CHP’nin bayramlaşma programına davet edilmemesi, muhalefet kanadından sert tepkiler almasına neden oldu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bu durumu eleştirerek, "Bayramda birlikte olabilmek, milli birliği pekiştirecek en önemli unsurlardan biridir. Gündemimizdeki sıkıntılar ve halkın ihtiyaçları noktasında birliktelik sağlanmalıdır." şeklinde açıklamalarda bulundu. Birçok siyasi analist ise bu durumu AK Parti'nin kutuplaşma politikasının bir göstergesi olarak yorumluyor. Davet edilmemesinin gerekçeleri üzerine yorum yapan siyaset uzmanları, böyle bir kararın halk nezdinde yaratacağı etkilere dikkat çekiyor. Özellikle bu tür organizasyonların, uzlaşma ortamını yaratabileceği ve toplumsal barışa katkı sağlayabileceği düşünülüyor. Ancak siyasi gerilimlerin artışı ve partiler arasındaki kutuplaşma, bu tür fırsatların göz ardı edilmesine sebep oluyor.
Öte yandan, AK Parti cephesi de çeşitli açıklamalar yaparak, bu durumun siyasi bir oyun olmadığını, basit bir organizasyon sırasıyla ilgili olduğunu savunuyor. Ancak bu açıklamaların ne kadar inandırıcı olduğu konusunda eleştiriler devam etmekte.
Özellikle bayramın birleştirici ruhunun ön plana çıkarılması gerektiği düşünülürken, muhalefet partilerinin programlara dahil edilmemesi, siyasetteki kutuplaşmayı daha da derinleştiriyor. Hem iktidar hem de muhalefet için oldukça önemli olan bu bayramlaşma programında, Türkiye’nin toplumsal yapısının nasıl bir etki alanı bulacağı merak ediliyor.
Ayrıca, bayramlaşma toplantılarının sadece siyasal bir organizasyon olmaktan öte, toplumsal bir kutlama ve dayanışma ortamı yaratma işlevi olduğu unutulmamalı. Her ne kadar siyasi arenada atışmalar sürse de, bayramın getirdiği birliktelik ruhu, halkın ihtiyaçlarını gözetme bağlamında oldukça önemli bir konumda duruyor. Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek siyasi diyalogların bu tür organizasyonlar üzerine nasıl şekilleneceği ise ayrıntılı bir şekilde takip edilecektir.
Sonuç itibarıyla, AK Parti’nin düzenlediği bayramlaşma programında CHP’nin yer almaması, sadece bir partisel tercih değil, aynı zamanda Türkiye'deki siyasi atmosferin de bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Kutuplaşmanın ve siyasi çekişmelerin durmaksızın sürmesine rağmen, bayramların birleştirici ve kutlayan bir vurguyla ele alınması, hem siyasetin hem de toplumsal yaşamın geleceği açısından büyük önem taşıyor.